Friday, March 22, 2013

git git git
uzaklaş 
varlığın yara
yokluğun uğursuz

Tuesday, March 19, 2013

I've got myself to keep me warm

Saturday, March 16, 2013

havayı dişliyorum
nefes alabilecekken 
kaç şarap istiyor
bunu demek
kaç hayatin harcanmasi gerekiyor
buraya gelmek icin
geldiğimde ne
ruhumu acıktıran bir adam
kırmızı ayakkabılar gibi
gülüşünde hepsi  kırmızı ayakakkabı giymiş askerler dansediyor
çaresiz
ve ölmek üzereyken
bunu işitecek bir yurek yok
kirlenmiş gönlüm kirilirken
olani görmüyor
belli
hep kırmızı ayakkabı peşinde koşmaktan
yorulmuş
bir an önce bitse
yok sabret görürürsün
hayat hangi sancilara dogdun
kaç şişe şarap lazım
anlamaya
hakki kac sarap
bırakmanin
çoğalmanin
yaratmanin

bırak gitsin
veda et gitsin
herkes gitmiyor mu
sonunda
onemli olan bu mu
hatırlıycan mı
birgun
şeytanı

Saturday, March 9, 2013

I'm going in I’m going in
I can stand the pain
And the blinding heat
'Cause I won't remember you
The next time we meet

I'm going in I’m going in
I have never been so ugly
I have never been so slow
These prison walls get closer now
The further in I go

Friday, March 8, 2013

bir daha sadece erkekler değil onları yetiştiren kadınlar da suçlu diyeni duyacak olursam tepkimi kontrolsüz salabilirim üzerine
ha bir de kadınlarımız diyenler var onlar için düşündüklerimi yazmasam daha iyi olur

Thursday, March 7, 2013

akşam oldu ay da yok
senden bana fayda yok
kızlar içsin kahveyi
oğlanlara çay da yok

Monday, March 4, 2013

you are always on my fucking mind
keşke çıksan gelsen
özledim desen
hiç bir şey desen
gelsen
tapınmayı sevmiyorum. yüceltmeyi, kutsallaştırmayı, her nefeste aynı aynı medidatif dogmayı, fikri sabiti çınılayanları anlamıyorum. kahramanlara, azizlere, önderlere, ikonlara inanmıyorum. bir rehberim yok kendimden başka.
sanki reddetmişsin
bilimsel ve rasyonel akılla bakıp
yeterince bilimsel olmayan
aşkı
kapı önünde bir yabancı
gibi delikten bakıp da
kapıyı açmamışsın
oysa
o bendim

meğer kulağımın dibine sinsi bir rüzgar fısıldarmış
enseme uğursuz uğursuz bakmış
kaç defa
cellatım
hiç korkmadım
ama bu çok saçmaydı

sıralı sırasız ölümler
gözümün önünden benim olmayan hayaletler geçmeden
birden öldüm
ama bu kadar kırmızı gözlerimi yakıyor
kanımın metalik kokusunu sürünmüş
bir rüzgar
sinsi sinsi gidiyor
çok işim var şimdi
sessiz ve ciddi görünmeliyim
erkekliklere ve eril iktidar yalakası kadınlara ithaf olunur
bir gün beni ölü bulursanız sebebi erkek-lik-lerdir, çok aramayın sebep, bir tane değil binlerce, beni delirten, kızdıran, isyan ettiren, güçsüzleştiren ve intiharı düşündürten ne var ise bu içinde yaşadığımız ataerkil düzendir. böye memnun mesut yaşayan erkekler kimi penisinden memnun, kimi olmayan penisindense para, güç ya da hastayı yatağında öpmek peşinde. bir tane kadını eve hizmetçi niyetine almayı (tabi yatakta da hizmet etmeye devam edecek) erkeklik sayan bir de çocuğu koydu muydu ne yapacak gidecek yeri de olmaz artık kadının bunu da bulunmaz hint kumaşı gibi yutturan ve ondan sonra da eve gidip gelmeyi ve hizmet edilmeyi erkekliğinin doğal hakkı sanan, işi karısı olup bir de kendine boş zamanlarında ya da ihtiyaç duyduğunda cevap verecek kendilerine eglenceli kadınlar arayan modern zaman erkeklerinden de. ya da yine kentli, entelektuel tercihen sekuler ve gizliden kemalist erkek versiyonlarından da yine aynı erkek olmakla kendini bulunmaz hint kumaşı sanan.
ben bütün bu hayattan bıktım.
avlanmaktan, tavlanmaktan, eğlenilecek kadın olmaktan, kimi erkeğin boş zaman aktivitesi olmaktan, evlenilecek kadın olmaktan, bir rahimden ibaret görülmekten, davranışlarımı bir kadına yakıştıramamanızdan, zehir gibi kafam çalışsa da ve becerikli olsam da patronlarım tarafından eskort kız yerine konmaktan, güzel olmaktan, kılsız olmaya zorlanmaktan, istediğimi giyememekten, başımdan aşağı mala bakar gibi kasap vitrinindeki ete bakar gibi erkek bakışlarından, kadınların ayıplar ya da onaylamaz bakışlarından, hişştlerden, suslardan, memeden, bacaktan ibaret görülmekten, oyun oynanmaktan, kandırılmaktan, aldatılmaktan, kendinizi akıllı sanmanızdan, ellerinizden, gözlerinizden, kaş göz işaretlerinden, arka planda hep başka niyetleriniz olmasından, alınır, kullanılır mal gibi görmenizden, bana bir raf ömrü biçmenizden, her yaptığımızı koca diye kendinden neden bu kadar memnun olduklarını anlayamadığım aptal ve bakımsız adamları kafeslemek için ya da biyolojik saatin tiktaklarından yaptığımızı sanmanızı bir yol geçtim buna bizden çok emin olmanızdan, güvensizliğinizden, yer bırakmamanızdan, dikilmiş yargılar onaylamaz bakışlarınızdan, had bildirmeyi denemelerinizden, alaylarınızdan, küçümserliğinizden. 
sahne 1
bar sahnesi gece loş ışık
bar taburesinde oturan 40ların başında bir adam vardır giyimi ve bakımı yerindedir
adamı arkası dönük görürüz yanında bir kadın dirseklerini bara dayamış beden yönü bize ve hafif adam doğru dönüktür hafif başı eğik durmaktadır yüzü tam görünmez saçları sarı, dağınık kesimli, rahat ve şık giyinmiştir
içkisinden bir yudum alır iç çeker adam kadına doğru döner
-sizi daha önce burda görmüşmüydüm?
-sanmam...
derken kadın başını arkaya atar düşünüyor gibi yapar
-bir bakalım...
 adama bakarak
-ııh
der
adam nerdeyse tam vücut kadına dönmüştür
-gittiğiniz yerleri hatırlamadığınız oluyor mu böyle sık sık?
derken o çekici görünmesine neden olduğundan çok emin gülümsemesini yapıştırır yüzüne
kadın yutkunur önce sonra kendini toparlayarak
şuh bir kahkaha atar dudağının kenarından, dikelerek
-eh bazen olmuyor değil
adam barmene işaret eder kadına döner barmen gelince
kadın da
-beyefendinin içtiğinden istiyorum
derken barmene göz kırpar...

sahne iki
gecenin ilerleyen saatleri
arabada biraz önce bardaki kadın arka koltukta oturan kendinden geçmişe benzeyen adamın yanında oturmaktadır
şöförü tam olarak görmeyiz