Monday, April 21, 2008

Onpunto'dan alıntı:
"Şu gerçeği dile getirmekte sakınca görmüyorum ki; ben ülkemde tek başıma böyle bir yolculuğa çıkmayı asla göze alamazken bir yabancı buna nasıl cesaret edebilir.
Bu bir intihardır.
Pippa dünya iyiliği ve barışı için yola çıkmıştır ; ama kendisine haksızlık etmiştir.
İyi insanların , kötülerin tuzağına bu denli savunmasız bir şekilde kendilerini atmalarını ihtimalleri düşünmeden yok oluşa müsaade etmelerini, kötülerin kazanmasına izin vermelerini ,doğru ve mantıklı bulmuyorum.
Pippa’yı bu konuda gerçekten suçlu buluyorum.
Pippaların yok oluşuna izin vermemek uğruna bir kez daha
“ Savaşsız bir dünya istiyoruz.”
Arzuliden...."

uzuncadır yazmıyorum, çünkü eblek eblek bakmakla meşgulüm. bazen bana gözlerim bundan daha da fazla açılamaz dediğim oluyor ve gözlerim yırtılacak sanıyorum. oradan akacaklar sanki akmıyorlar. dumur durumu devam ediyor.
pippa geldi, barış elçisi, gelinlikli kadın sanatçı. tecavüz edildi, öldürüldü ve cenazesini hep birlikte gelin alayı gibi uğurladık. annesi bizi yaramazlık yapmış bir çocuk gibi bağışladı diye vicdanlarımız temiz; onu bir çocuğun utangaç edasıyla uğurladık. vicdanımızı bir daha bir daha temizledik. bir de ele güne rezil olduk, ne kadar da kirliyiz değil ama. açığa çıktı kirlilerimiz, ne güzel biz birbirimize tecavüz edip, kimimizi öldürüp, linç edip, katledip duruyorduk, ne lüzumu vardı elalemin duymasına, eyvah çok utandık, kötülüğünden, kirliliğinden değil... katilin yakalanmadan önce söylediği gibi "Tüh AB'ye rezil olduk, hangi şerefsiz yapmış acaba"... O şerefsizden bir tane varmışcasına rahatlattık içimizi, endişeye gerek yok, şerefsizin teki yapmış işte. sanki her gün bir kadın ölmüyor bu ülkede, kadınların üçte biri şiddete maruz kalmıyor. bunlarda bilinenler, paspasın altında daha neler var neler... yeter ki paspasın üstünde home sweet home yazsın. altındakini aman kimseler bilmesin.

yukarıdaki yazıyı gördüğümde tüylerim diken diken oldu. bunu yazan bir kadın. neredeyse oh olmuş çıkmasaymış yola barış elçiliği neyineymiş diyecek. yazının alıntılamadığım diğer kısımlarında annesine vasiyet bırakmasını (bu genç yaşında bir insan niye vasiyet bıraksınmış yoksa), annesinin ve kızkardeşinin bizim gibi sıcakkanlı olan (öyle sıcakkanlıyız ki sevgimizden öldürüp, tecavüz edip, linç etmeyi severiz) Italyanlardan olmasına rağmen olayı soğukkanlılıkla karşılamalarını, pippanın yapısını bilmediği bir toplumun her karış toprağını otostopla geçmeyi göze almaya ölümü göze almış birinin yapabileceğini savlayıp yukarıdaki sonuca varıyor. bu bir intihar! tüylerim devedikeni gibiler. beyinleri seda sayan programlarından, üçüncü sayfa haberlerinden, doğan grubundan, ahmet çakar ve bikinisinden, her yerde yarışma programı sunan eskininin kabzımalları günümüzün popüler futbol edebiyatı kahramanlarından sulanmış iyice. por por olmuş beyin, sünger gibi içine herşeyi çekmiş ama süzmeyi unutmuş. pippa barış için yola çıkmışmış, ama kendisine haksızlık etmişmiş ve kötülerin kazanmasına izin verdiği için de onu suçlu buluyormuş. bütün bu 'çok enteresan ve kendine has düşünceleri' (!) takiben de pippaların(!) ölerek hakkıyla teslim aldığı sempati ve acıyı birden sahiplenip, bu toplumsal empatiden nemalanma çabasıyla aykırı bulduğu düşüncelerinden olsa gerek çok önemli gerçekleri ifşa etmişti ya yazarımız
"Pippaların yok oluşuna izin vermemek uğruna bir kez daha
“ Savaşsız bir dünya istiyoruz.” " diyerek yazısını bitirmekten de hiç vicdanı sızlamamış. Siz bir yandan 15 yaşındaki bir çocuğun kollarının kırılmasını televizyonlarınızdan soğukkkanlılıkla izlemeye devam edin, yine onbeş yaşlarındaki başka çocukların kanlarıyla yaptıkları bayrak resmini gözleri yaşlı bir şekilde alan genelkurmay başkanını içlenerek izleyip hemen esas duruşa geçip on yıl marşını okumaya durun bir yandan da savaşsız bir dünya istiyor-muş gibi yapıp, mazlumun kurbanın yanınday-mış gibi davranıp alttan kurbanı suçlaya durun. niye oradaymış, pöh barış istiyormuş, haketmiş o zaman. hatta bildiğin aranmış canım, hoppa pippa. sen kalk İtalyalardan kadın halinle gel, bak hele bir de gelinlik giymiş alay ediyor bizle. oh olsun pippaya pippalara. onlara barış neymiş, sırtımızdan sopayı karnımızdan sıpayı eksik etmeyen milli gururumuz erkeklerimiz böyle gösterirler işte.
geçen gün bir arkadaşım "ilk kez Hrant Dink'in cenazesinde anladım, bunu pippayla bir kere daha algıladım, ben ancak ölülerle dayanışıyorum; derdini anlatabilmek için bu ülkede ölmen gerekiyor" dedi. görünen o ki bu da yetmiyor galiba. niye öyle demiş, niye oradaymış , eh ozaman haketmiş lerle vicdanları pürü pak herkesin. herkesin de değil galiba ki en şaşırtıcı eylem, tepki erkeklerden geldi:BIZ ERKEK DEGILIZ!

"Yasamakta oldugumuz bircok olay, ucuncu sayfa ulkesindeymisiz hissi uyandiriyor.Pippa Bacca'nin korkunc olumu ikiyuzlulugumuzle yuzlesme firsativerebilir belki. Kadinlara yonelik baskilar ve saldirilarin sIkliklayasandigi bir ulkedeyiz. Pippa T.C. devleti vatandasi olsaydi, buyuk ihtimalle, ucuncu sayfa haberi olarak kalacakti bu olay. 'Ele gune rezil olduk' kaygisiyla verilen demeclerin, yapilan haberlerin hertarafinda ikiyuzluluk akiyor.Bu ulkede kadinlar yogun bir sekilde siddete ve saldiriya maruzkaliyor, olduruluyor ve buna bircok kisve bulunuyor.Biz bu kisveleri reddeden erkekler olarak, tepkimizi gostermek icinbir yuruyus/gosteri yapacagiz.'Tecavuz etmek erkeklikse BIZ ERKEK DEGILIZ!''Namus bekciligi yapmak erkeklikse BIZ ERKEK DEGILIZ!''Oldurmek erkeklikse BIZ ERKEK DEGILIZ!''Homofobik olmak erkeklikse BIZ ERKEK DEGILIZ!'diyecegiz ve kara duvaklar takip yuruyecegiz. Yanliz degiliz; kadinlarda bizimle olacak.Ucuncu sayfa ulkesinde yasamak istemiyoruz!KARA DUVAKLI ERKEKLER. Bulusma yeri: Galatasay Lisesi ile Yapi Kredi Bankasi arasindaki heykelin onu Zaman: 19 Nisan CumartesiSaat : 17.45"
bunu gördüğümüzde hepimiz bir şaşaladık. bütün kadın meselelerine duyarlı, şiddete karşı duran, mücadele eden kadınlar yani, yukarıdaki gibi pippaya dersini verediği için tecavüzcü katilin neredeyse gözleri yaşlı elini sıkacaklardan değil.
ben gidemedim yürüyüşe, gene erkeklerden çok kadınlar varmış. olsun "kadınlar vardır, kadınlar her yerde".